RECEP 8 (26 MART) - HAKİKİ KİŞİSEL GELİŞİM SİTESİ

İçeriğe git

Ana menü:

RECEP 8 (26 MART)

ÖZEL KUR-2

MEAL”

MÂİDE-87-88. “Ey iman edenler! (Fıtrat dışına çıkarak) Allah’ın size helâl kıldığı temiz, hoş ve sağlığa zararsız şeyleri haram kılmayın ve aşırılığa kaçmayın.

Allah, aşırı gidip haddi aşanları sevmez.

Allah’ın size rızık olarak verdiklerinden helâl, temiz ve sağlığa zararsız olmak üzere tüketin.

(Aksi bir davranış içine girmekle) Allah’a karşı gelmekten sakının;

çünkü siz, O’na gerçekten inanmış mü’minlersiniz.”

------------------------------------------------

HADİS”

Mâlâyâniyi (kendini ilgilendirmeyen gereksiz şeyleri) terketmesi,

Müslümanın İslâmiyeti’ne ait güzelliklerindendir.”

(Tirmizî, Zühd, 11; İbn Mâce, Fiten, 12)

------------------------------------------------

TEFEKKÜR PENCERESİ”

*Sanat, terakkinin ruhu ve duyguları inkişaf ettiren yolların en önemlilerindendir. Bu yolu kullanma fırsatını kaçıran bahtsız istidatlar, bütün bir hayat boyu, tıpkı meflûç insanlar gibi, bir yanları hep ölü olarak yaşarlar.

*Sanat, gizli hazineleri keşfedip açan sihirli bir anahtar gibidir. Onunla açılan kapıların arkasında fikirler suret urbası giyer; hayaller de âdeta cisimleşir.

*Sanat sayesinde insan, yerlerin ve göklerin enginliklerine yelken açar, zaman ve mekân üstü duyuşlara ve sezişlere ulaşır.

*Sanatın imana refakati sayesinde değil miydi ki, bu muhteşem dünya şaha kalkmış mâbetleri, şehadet parmakları gibi öteleri gösteren minareleri, her biri başlı başına birer mesaj sayılan, mermerlerin alınlarındaki mübarek desen ve motifleri, çeşit çeşit hat sanatları, pırıl pırıl tezhipleri, solmayan işlemeleri ve kelebek kanatları kadar güzel nakışlarıyla, seyrine doyulmayan bir güzellikler galerisi hâline gelmişti.

*Gerçek ilim, sanatla kendini gösterir.

*İnsan melekelerinin canlılığı, sanat ruhuyla çok alâkalıdır. Sanatsız bir insan, ölü olmasa da, diri de sayılmaz.

*Demiri altından, bakırı bronzdan daha kıymetli yapan sanattır. Evet, sanat sayesinde en kıymetsiz madenler, altın, gümüş ve elmastan daha kıymetli hâle gelirler.

*Düşünce çizgimizdeki bütün güzel sanatlar, mübarek sanatkâr ruhların insanlığa ölümsüz armağanları olduğu gibi, vaktimizi bize bildiren saatten, güçsüzleştiği zaman gözlerimize güç kazandıran gözlüklere; uzak mesafeleri yaklaştıran telsiz ve telefonlardan, dünyanın dört bir yanındaki sesleri, suretleri celbedip oturduğumuz odaya aksettiren televizyonlara; bizleri bir yerden bir yere taşıyan tren, otobüs ve tayyarelerden, mekik ve feza gemilerine kadar insanlık için huzur ve refah vesilesi sayılan bütün vasıtalar da, yine sanata açık bu ince ruhların eserleridir.

*Sanata kapalı bütün ruhlar, varlıkları-yoklukları birbirine denk; kendilerine, ailelerine, milletlerine yararlı olmayan, hatta zararlı olabilen bir kısım kuru kalabalıklardan ibarettirler.

------------------------------------------------

NURDAN YANSIYANLAR”
Bırak biçare feryadı, belâdan gel, tevekkül kıl.

Zira feryat, belâ içinde, hata içinde belâdır, bil.

Belâ vereni buldunsa, lütuf içinde, safâ içinde belâdır, bil.

Bırak feryadı, şükür kıl bülbüller gibi, daima keyfinden güler hep gül mül.

Eğer bulmazsan, bütün dünya cefâ içinde, fenâ içinde hebâdır, bil.

Cihan dolusu belâ başındayken, ne bağırırsın küçük bir belâdan? Gel, tevekkül kıl.

Tevekkülle belânın yüzüne gül ki o da gülsün.

O güldükçe küçülür, eder tebeddül.

Bil, ey bencil! Bu dünyada saadet, terk-i dünyada.

Hakkı tanıyorsan, O kâfidir, bıraksan da bütün eşya lehinde.

Eğer bencil ve kibirliysen helâk sebebidir, ne yaparsan bütün eşya aleyhinde.

Demek terki gerektir, her iki halde bu dünyanın.

Terki demek: Hüdâ mülkü, O’nun izni, O’nun namıyla bakmaktır.

Ticaret istiyorsan eğer, şu fâni ömrünü bâkiye çevirmektir.

Eğer nefsine talipsen çürüktür, hem temelsiz de.

Eğer âfâkı istersen, fenâ damgası üstünde.

Demek değmez ki alınsın, çürük maldır hep bu çarşıda.

Öyleyse geç, iyi mallar dizilmiş arkasında.

------------------------------------------------

DUA İKLİMİ”

Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla…

Rabbim… İlâhî nefehâtından turfanda meyveler sun.

Ticaretimi kârlı eyle. Teşebbüslerimi hüsran ile neticelendirme.

İçimi azametine karşı haşyet, Sana kavuşmaya karşı da iştiyak hisleriyle doldur.

Tevbelerimi tevbe-i nasûh olarak kabul buyur. O tevbe ile küçük-büyük, açık-gizli bütün günahlarımı yarlığa.

Müminlere karşı içimde hiçbir kin bırakma. Haşyet ile Rabbilerine teveccüh edenlere karşı kalbimi şefkat hisleriyle doldur.

Bana da salih kullarına gösterdiğin muameleyi göster. Müttakî kullarını ulaştırdığın güzelliklere beni de nâil eyle.

Senden dileğim odur ki, göçüp gidenler beni hep hayırla yâd etsinler ve o yâd-ı cemîl sonradan gelenlerde daha da artarak devam etsin. Bol bol ihsan buyurduğun nimetlerini tamama erdir.

Cömertliğinin eserlerini benim üzerimde de sergile.

Ellerimi lütuflarınla doldur. Mevhibelerini benden yana da sevk et.

Saflardan saf, tertemiz kulların için hazırladığın Cennetlerinde beni de o dupduru dostlarına komşu eyle.

Sevdiğin kulların için hazırlamış olduğun yüce makamlardaki değerli armağanlarınla beni de şereflendir.

Cennetinde, itminan ile sığınabileceğim, gözümün aydınlığı olacak bir menzil de bana lutfet.

Ne olur, büyük büyük cürümlerimin kara listesine bakma Allahım; bakıp da bütün sırların ayan beyan olduğu o dehşetli günde beni helake maruz bırakma.

Allahım! Seyyidü’l-Beşer Efendimiz Hazreti Muhammed’e ve kendisine daha sonra hiç kimseye nasip olmayan bir mülk bahşettiğin, emrine cinlerden, insanlardan, haşerattan, kuşlardan ve rüzgârdan oluşan bir ordu verdiğin, Hüdhüd’ün Sebe’den kesin bir haberle huzuruna vardığı nebiy-yi emîn Hazreti Süleyman’a salât ve selâm eyle. Senin salavâtın Efendimiz’in ve onun üzerine olsun.

------------------------------------------------

GÜNÜN ZİKRİ:  " EL - KEBÎR "

TESBİH ADEDİ: 232

TESBİH NİYETİ: MADDİ VE MANEVİ BÜYÜMEK…

 
İçeriğe dön | Ana menüye dön