1. DERS: KİTAP OKUMA VE ZAMANIN KIYMETİ - HAKİKİ KİŞİSEL GELİŞİM SİTESİ

İçeriğe git

Ana menü:

1. DERS: KİTAP OKUMA VE ZAMANIN KIYMETİ

1. KUR

WORD HALİ


BİR AYET:


“Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler(den bazısı) onu, hakkını gözeterek okurlar. Çünkü onlar, ona iman ederler. Onu inkâr edenlere gelince, işte gerçekten zarara uğrayanlar onlardır.” (2/121)



BİR HADİS:


Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:


"Kim ilim tahsil etmek için bir yola girerse, Allah o kişiye cennetin yolunu kolaylaştırır."


KİTAP OKUMA VE BİZ


1933 Nazi Almanyasında, muhteşem kitap yakma törenleri yapıldı. Ancak anlaşıldı ki:

“Kitapların yakıldığı yerde bir müddet sonra insanlarda yakılır.”


Meşhur Çiçero, bütün hayatı şu bir tek cümle ile özetleyiverdi:

“Bir bahçen ve bir kitabın varsa hiçbir eksiğin yok demektir.”


Çiçero
nun sözüyle alakalı bir Afrika atasözü var:

“Kitap, cepte taşınan bir çiçek bahçesidir.”


Kitap ömrü uzatmanın en iyi ilacıdır.  Kim ki kitapsever ve okursa, onun yaşayışı, dolu, zengin ve uzun olur. Zira insanın baş düşmanı boşluk ve tembelliktir ki; bu da stresleri doğurur. Stresler ise insanın ölüm alarmlarıdır. Bundan kurtulmanın yolu kitap okumaktır.


Okumayı okul ve meslek kitabı ölçüsünde sınırlayan, beyin kapılarını bunun dışındakilere kapayan insan, kabuk bağlar; çevresi ile ilişkisi de bu kabuğun delikleri ile sınırlıdır. Kendini yenilemenin sırrı ise kitaplar arasında dolaşıp onların arkadaşlığını sağlamakla mümkündür.


Faydalı kitap okuyan bir insanın ufku genişleyeceğinden, bağnazlıktan uzak ve müsamahalı olacağı da şüphesizdir.


Bir kitapsevere, kitaplığının önünde durarak: “Bunların hepsini okudun mu?” demek, ham ruhluluktur. Her kaynak kitap okunmaz. Yeri ve zamanı geldikçe onlara bakılır ve istifade edilir. Çünkü kitaplar bir hayat boyu bitirilmeyecek kadar çoktur. Bu bakımdan en faydalıların içinden en lüzumlu olanların seçilip okunması gerekmektedir.


Okuyup anlama zahmetinde bulunmadan bazı kitap ve dergileri de anlaşılmıyor, diye bir tarafa atan ve itenlere bir çift sözümüz var!..

“Ucuz etin yahnisi yavan olur”.


Kitap okumanın ne kadar ehemmiyetli olduğunu anlamak ve anlatmak ancak okuyan insanların anlayabileceği bir şeydir. Nitekim James Howell: “Dünyayı yöneten, kalem, mürekkep ve kâğıttır” diyor, haksızda değil.


Son bir ikaz: İnsan, anlamadığını düşünerek okumaktan ve dinlemekten vazgeçerse bazı hakikatleri hiçbir zaman anlayamaz; fakat her gün tek kelime bile öğrense birkaç sene sonra hatırı sayılır büyüklükte bir kelime hazinesine sahip olur. Dahası, insan belli bir yaştan sonra öğrendiği kelimeleri bilse ve onlarla karşılaştığında anlasa dahi, onları kendine mal etmenin ve ihtiyaç anında rahatça kullanabilmenin yolu, küçük yaşta onlarla tanışmış olmaktan geçmektedir; aksi halde, o kelimeler, onun cümleleri arasında birer emanet gibi durur.


ZAMANIN KIYMETİ

  

Biz hep zamandan şikâyet ederiz. Bir de zamanın dili olsaydı da konuşsaydı, acaba o kimden şikâyet ederdi?


Hayatımızda ne yazık ki öylesine boş ve zararlı uğraşlar vaktimizi çalıyor ve günümüze hâkim oluyor ki buna üzülmemek elde değil. Ve üstelik çalınan, zaman değil hayatımızın ta kendisi.


Çağımıza baktığımızda; belki dünya ve insanlık tarihinde en çok oyalama araçlarının bu çağda sergilendiğini (hatta ortaya saçıldığını) görüyoruz.


Genç ve diri kalmanın, sağlamca yere basmanın tek yolu ZAMANI SANİYELERİNE KADAR YERLİ YERİNDE KULLANMAK olsa gerek.


Her sabah kalktığımızda defterimiz 24 saatle doldurulur: evet tam 24 saat.  Aslında düşündüğümüzde oldukça uzun bir zaman.  Ve bu 24 saat, hal diliyle bizlere derki;


“Ey âdemoğlu! Ben yeni bir günüm ve senin davranışlarına şahidim. O halde beni iyi şekilde kullan. Çünkü kıyamet gününe kadar bir daha geri gelmeyeceğim.”


Peygamber Efendimiz de bir hadisinde şöyle buyurur:


“İKİ NİMET VARDIR. İNSANLARIN ÇOĞU BUNDA ALDANMIŞTIR:

SIHHAT VE BOŞ VAKİT”


Biz dursak da yürüsek de, uyanık olsak da uyusak da zaman akıp gidiyor. Ömür bitiyor. Sayılı nefesler sayıca azalıyor, tükenmeye doğru gidiyor.


Ve ömrümüzün uzunluğunu, daha yaşanacak ne kadar zamanımız olduğunu bilmiyoruz.


Ama bildiğimiz bir şey var ki o da: Her insan ölümü tadacaktır…


 
İçeriğe dön | Ana menüye dön