RAMAZAN 6 (21 MAYIS) - HAKİKİ KİŞİSEL GELİŞİM SİTESİ

İçeriğe git

Ana menü:

RAMAZAN 6 (21 MAYIS)

ÖZEL KUR-4

MEAL”
TEVBE-67. “Erkek olsun kadın olsun, bütün münafıklar birbirinin aynısıdır:

kötülük ve çirkinliği teşvik edip yayarken,

iyilik, doğruluk ve güzelliğin önünü almaya çalışırlar;

ellerini de hayır, iyilik ve Allah yolunda infaktan yana pek sıkı tutarlar.

Onlar (hayatlarında kulluk noktasında) Allah’ı unuttular;

Allah da (mükâfat noktasında) onları “unutup” terk etti.

Muhakkak ki münafıklar, fasıkların (Allah’a itaatsizlikte, günahta ısrarlı olanların) ta kendileridir.”

----------------------------------------------------------------

HADİS”

Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:

"Müminin işine şaşarım, çünkü onun işleri tamamen hayırdır.
Bu da ancak mümine özgüdür.

Çünkü o, sevindirici bir şeyle karşılaşınca şükreder, hayır olur.

Zararlı ve üzücü bir şeyle karşılaşınca sabreder, bu da hayır olur."

(Suheyb radıyallahu anh. Müslim)

----------------------------------------------------------------

TEFEKKÜR PENCERESİ”

*Gazeteler, kitaplar hatta radyo ve televizyon belki insanlara bir şeyler öğretebilirler.

*Ama, kat’iyen gerçek hayatı ve onun insan içinde akıp gitmesini öğretemezler.

*Her gün ayrı bir sancı ve ızdırapla talebenin gönlüne inen, ders ve davranışlarıyla onun dimağına silinmez renkli çizgiler bırakan muallim, yeri doldurulamaz bir öğreticidir.

*Havari, Hazreti Mesih’in çarmıha gerilme tehdidine rağmen ders verdiğini görmeseydi, aslanların ağzına atılırken gülmesi lazım geldiğini nereden öğrenecekti?

*İyi bir ders, mektepte ve muallim önünde öğrenilen derstir.

*Böyle bir ders insana sadece bir şey vermekle kalmaz; onu sonsuz bilinmeyenlerin huzuruna yükseltir ve ona sınırsızlık bahşeder.

*Bu dersin talebesi nazarında her hâdise, görünmeyen âlemler üzerinde bir kanaviçe, o da hareket eden levhalar arkasında hakikatlerin müşahidi olur.

*Böyle bir mektepte ne öğrenmeden ne de öğretmeden doymak düşünülemez.

*Nasıl düşünülür ki, kanatlanan muallimin himmeti, çırağını kâh yıldızlara yükseltir, kâh vicdanda soluk aldırır ve bu iki şey arasında duyulan hayret, hâsıl olan düşünce, onları yaşadıkları buudların dışına çıkarır.
*Rousseau’nun üstadı vicdan; Kant’ınki vicdan ve aklın iltisakı...

*Mevlana ve Yunus mektebinde ise üstad Hazreti Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)...

*Kur’ân, bu ilahî dersten nağmeler ve söyleyişler; ama bütün sözleri kesen, çokta Bir’i gösteren, sırlı söyleyişler...

*Mektep bu ışığın odaklaşacağı mukaddes yuva. Muallim bu esrarengiz laboratuvarın sehhâr üstadıdır.. iki büklüm belimizi sihirli elleriyle doğrultacak, ufkumuzu kaplayan karanlıkları temiz soluklarıyla giderecek mukaddes üstadı...

----------------------------------------------------------------

NURDAN YANSIYANLAR”

İkinci Nükte:

İnsanın iki yüzü var.
Biri benliği yönünden bu dünya hayatına, diğeri kulluğu yönünden ebedî hayata bakar.

Birinci yüzüyle insan öyle çaresiz bir varlıktır ki, sermayesi yalnız bir saç teli gibi zayıf bir cüzî irade, sınırlı bir çabadan ibaret bir iktidar, çabuk sönen bir parıltı hükmünde bir hayat, hemen geçen bir müddetçik ömür ve çabuk çürüyen küçük bir cisimdir.

Bu haliyle insan, kâinatın tabakalarına serilmiş sayısız varlık türünün hesapsız fertleri içinde nazik, zayıf bir fert olarak bulunuyor.

İkinci yüzüyle ise insanın, bilhassa kulluğa bakan acizliği ve fakrı yönünden, pek geniş bir mahiyeti, pek büyük bir önemi var. Çünkü Fâtır-ı Hakîm, insanın manevî mahiyetine sınırsız bir acz ve fakr koymuştur ki, kudreti sonsuz bir Kadîr-i Rahîm’in ve serveti sınırsız bir Ganiyy-i Kerîm’in hadsiz tecellilerini gösteren geniş bir ayna olsun.

Evet, insan bir çekirdeğe benzer.

Nasıl ki, çekirdeğe toprak altında çalışıp o dar âlemden çıkması ve geniş hava âlemine geçerek Yaratıcısından kabiliyet diliyle bir ağaç olmayı isteyip kendine lâyık bir mükemmelliğe ulaşması için, kudret tarafından manevî ve mühim bir donanım, kader tarafından ince ve kıymetli bir program verilmiştir.

Eğer o çekirdek, mahiyetinin bozukluğu sebebiyle, ona verilen manevî donanımı toprak altında bazı zararlı maddeleri toplamak için sarf etse, o dar yerde, kısa bir zamanda faydasız bozulup çürüyecektir.

Fakat “Taneleri ve çekirdekleri çatlatıp yararak (her şeyi gelişme yoluna koyan) Allah’tır.” ayetindeki yaratılış kanununa uyup manevî donanımını güzelce değerlendirse o dar âlemden çıkacak, meyveli koca bir ağaç olacak ve küçücük, cüzî hakikati ve manevî ruhu, büyük ve küllî bir hakikat suretini alacaktır.

İşte aynen bunun gibi, insanın mahiyetine de kudret tarafından mühim bir donanım ve kader tarafından kıymetli programlar yerleştirilmiştir.

Eğer insan, şu dar yeryüzü âleminde, dünya hayatı toprağı altında o manevî donanımını nefsinin kötü heveslerine sarf etse çürüyen bir çekirdek gibi, az bir lezzet için kısa bir ömürde, dar bir yerde, sıkıntılı bir halde çürüyüp bozularak manevî sorumluluğu bedbaht ruhuna yüklenecek ve şu dünyadan öylece göçüp gidecektir.

Eğer o kabiliyet çekirdeğini kulluk toprağı altında İslamiyet suyuyla, imanın ışığıyla terbiye ederek Kur’an’ın emirlerine uysa, manevî donanımını hakiki gayelerine yöneltse, elbette misal âleminde ve berzahta dal budak salacak ve ahiret hayatında, cennette sınırsız kemâlâta vesile olup nimetler verecek bâki bir ağacın, daimî bir hakikatin özünü saklayan kıymetli bir çekirdek, parlak bir makine ve bu kâinat ağacının mübarek, nurlu bir meyvesi olacaktır.

----------------------------------------------------------------

DUA İKLİMİ”

Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla…

Şüphesiz ki Sen her şeyi en iyi şekilde bilensin. Ey zikri kalplerin yegâne itmi’nan vesilesi olan Allah’ım!

Bârigâh-ı İzzet’inden, her zaman zikrinle ıslak diller, şükür nimetine ermiş gönüller, taatin için her zaman emre âmâde bedenler ve Resûlünün lisanıyla bizlere müjdesini verdiğin, gözlerin görmediği, kulakların işitmediği, beşer hayalini aşkın sürpriz hediyeler dileniyoruz. Bizi meccanen iğna buyur. Bizi dostlarının iğnasına vesile ve onlarla Allah düşmanlarının arasında bir perde eyle.

Rabbim, muhakkak Sen her şeye gücü yeten bir Kâdir-i Mutlaksın.

Allah’ım! Senden, Senin lütf u kereminden hayatımızın bütününü yönlendirecek güçte bir iman.. hep saygı ve haşyetle çarpan bir kalb.. kendisiyle amel edip faydalanabileceğimiz bir ilim.. istikametten kıl kadar dahî ayrılmamıza müsaade etmeyecek doğrulukta bir yakîn.. Din’in vaz’ettiği prensipleri en ince detaylarına kadar tatbik edeceğimiz bir ömür.. her zaman her türlü beladan emin olabileceğimiz şekilde tastamam bir afiyet; ikram ve ihsanından gelecek bu afv ü afiyete mukabelede bulunabileceğimiz enginlikte şükür hisleri, insanlar karşısında serfürû ettirmeyecek ve onlara el açtırmayacak kadar da istiğna duygusu istiyoruz. Rahmet, re’fet, merhamet ve şefkati sonsuz Allah’ım!

Engin hazinelerinden tevbe-i kâmile, mağfiret-i şâmile, muhabbet-i câmia, içten, samimi bir dostluk, mağfiret-i vâsia, parıl parıl parlayan nurlar, şefaat-i kübra, hüccet-i bâliğa ve yüksek dereceler dileniyoruz.

Lütuf mevhibelerinle bizi günah zincirlerinden âzâd eyle ve azabının mahbusu olmaktan koru.

Ya Rab! Senden, bize tastamam ve devamlı bir tevbe hissi bahşetmeni diliyor, günahlardan ve o günahlara götüren yollardan Sana sığınıyoruz.

Ne olur, o günahların hayalleri bile zihnimize düşmeden ruhlarımıza Allah korkusunu duyur. Günaha götüren yolların aklımıza düşmesine fırsat verme. Düştüğümüz günahlardan kurtulmamız için de bize yardım et. Bilerek ya da bilmeyerek içine girdiğimiz günahların yalancı lezzetlerini kalblerimizden silip süpür ve bütün isyanları bize kerîh göster.

Onlara bedel gönüllerimize günahlardan uzak durmanın hakikî lezzetini duyur.

Kerem, cömertlik ve af deryalarından başımızdan aşağıya tecellîler yağdır. Yağdır ki, isine pasına bulaşmadan selâmetle bu dâr-ı dünyadan çıkabilelim.

Rabbimiz! Bize mevt esnasında şehadet kelimesini şuurlu olarak söyleyebilmeyi nasip eyle.

Dehrin şiddetli hâdisâtı karşısında bize, sevenin sevdiğine gösterdiği muameleyi göster. Fani dünya hayatının gam ve tasalarına bedel, gönlümüze Cennet nimetlerinin revh u reyhanını duyur.

Efendimiz Hazreti Muhammed’e (aleyhi efdalüssalavât ve ekmelüttahiyyât), Efendiler Efendisi’nin bütün âl ü ashâbına ve Senin bu âlemdeki kullarından biri olan halife-i Resûl, insan-ı kâmil, sahib-i vakt ve kutb-u a’zam’a salât ü selâm eyle. Hamd ü senalar bütünüyle Sanadır Allah’ım! Âmîn!

----------------------------------------------------------------

GÜNÜN ZİKRİ:  " EN - NUR "

TESBİH ADEDİ:  256

TESBİH NİYETİ:  DOĞRUYU VE YANLIŞI GÖRÜP KALP NURUNA SAHİP OLMAK…

 
İçeriğe dön | Ana menüye dön