22. GÜN - HAKİKİ KİŞİSEL GELİŞİM SİTESİ

İçeriğe git

Ana menü:

22. GÜN

ÖZEL KUR-1

MEAL”

NİSA-44:Bakmaz mısın şu kendilerine Kitap’tan bir pay verilenlere:
nasıl da sürekli dalâleti satın alıp duruyorlar
ve bu yetmiyormuş gibi, sizin de (üzerinde bulunduğunuz) düz yoldan sapıp gitmenizi diliyorlar.
45: (Ey mü’minler!) Allah, düşmanlarınızın kimler olduğunu çok iyi bilir;
sizden daha iyi bilir.
(Ve, düşmanlarınız karşısında ve her durumda) Allah size dost ve koruyucu olarak yeter;
Allah, size yardımcı olarak yeter.”

-------------------------------------------------------------------------------

HADİS”

Mümin, kendisiyle dostluk kurulabilen kişidir. (İnsanlarla) dost olmayan ve kendisiyle dostluk kurulamayan kişide hayır yoktur.”

(Ahmed b.Hanbel)

-------------------------------------------------------------------------------

TEFEKKÜR PENCERESİ”

*Tasavvuf, İslâm hakikatinin insan vicdanı tarafından duyulup hissedilmesi mesleğidir.
*Onu, yaşadığı hayatın şuurunda olmayanlar idrak edemeyecekleri gibi, başkalarına ait menkıbelerle teselli olanlar da anlayamayacaklardır.
*Tasavvuf, insan ruhunun saflaşıp kendi özüyle bütünleşmesi, bütün zaman ve mekânları aşarak bir bilinmez buuda ulaşması keyfiyetidir.
*Tasavvuf, tarikat ehlinde de görüldüğü gibi, zikir ve fikir yoluyla insan ruhunun, nâmütenâhî olan “Kemalât-ı İlâhiyye”den feyiz alarak aydınlanmasından ibarettir.
*Tasavvuf, felsefenin elinin ulaşamadığı Ulûhiyet gerçeğinin, kalb eli, kalb ayağı ve kalb gözüyle araştırılması yoludur.
*Aklın, yalın ayak ve baş açık hayalleriyle ters yüz edildiği bu yolda kalb, bir üveyik gibi kanatlanır, kendi kadirşinas kriterleriyle o Mevcud-u Meçhul’ü tanımaya çalışır.
*Tasavvuf, İslâm’ın ruhudur. Onsuz İslâm düşünülemez.

-------------------------------------------------------------------------------

NURDAN YANSIYANLAR”

Sizdeki gençlik kesinlikle gidecek. Eğer meşru dairede kalmazsanız, o gençlik ziyan olup başınıza hem dünyada hem kabirde hem de ahirette kendi lezzetinden çok daha büyük belâlar açacak, elemler getirecek.

Eğer İslam terbiyesiyle, gençlik nimetine karşı bir şükür olarak onu iffet, namus ve itaat yolunda sarf ederseniz, o gençlik mânen bâki kalır ve ebedî bir gençlik kazanmanıza vesile olur.

Zehirli bir bal hükmünde olan gayrimeşru dairedeki gençliğin haram zevkleri, ebedî bir hazinenin ve saadetin bileti ve vesikası olan imanı kaybettirir.

İnsan, darağacı hükmündeki ölümün ve ebedî karanlık kapısı olan kabrin musibetine düşer.

Gençlik gidecek.

Haram zevk ve eğlencelerde gitmişse hem dünyada hem ahirette binlerce belâ ve elemi netice vereceğini
ve öyle gençlerin çoğunlukla, gençliklerini kötüye kullanmaktan ve israftan gelen evhamlı hastalıklarla hastanelere,
taşkınlıklarıyla hapishanelere,
sefalet yuvalarına veyahut manevî elemlerden gelen sıkıntılarla meyhanelere
düşeceklerini anlamak isterseniz,
hastanelere, hapishanelere ve kabristanlara sorunuz.

Elbette hastanelerin hal dilinden, çoğu kez, gençliğin sevkiyle yapılan israfların ve onu kötüye kullanmanın yol açtığı hastalıklardan inlemeler, eyvahlar işiteceğiniz gibi,
hapishanelerde de çoğunlukla gençlik taşkınlıklarının sebep olduğu gayrimeşru dairedeki hareketlerin tokadını yiyen bedbaht gençlerin pişmanlıklarını duyacaksınız.

Kabristanda ve kapıları oraya girenler için sürekli açılıp kapanan berzah âleminde ise azabın çoğunun gençliği kötü yolda sarf etmenin neticesi olduğunu bileceksiniz.

Hem insanlığın büyük kısmını teşkil eden ihtiyarlara ve hastalara sorunuz.

Elbette, büyük çoğunluğu pişmanlık ve hasretle, “Eyvah! Gençliğimizi beyhude harcadık, belki zararlı bir yolda ziyan ettik. Sakın bizim gibi yapmayınız.” diyecekler.

Cenâb-ı Hak bizi ve sizi bu zamanın cazibeli fitnesinden kurtarsın ve korusun, âmin...

-------------------------------------------------------------------------------

DUA İKLİMİ”
Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla…
Allah’ım! Sana, layık olduğun surette ibadet ü taatta bulunabilmemiz için bize yol göster. Ma’siyet mahallerine düşmemize müsaade etme ve bizi öyle yerlerden fersah fersah uzak tut. Rızana, hoşnutluğuna ulaşmamıza engel olan şeyleri yolumuzdan kaldır. İşin nihayetinde de bizi cennetlerinin en güzelleriyle sevindir!

Rabbimiz! Şek ve şüpheler durmadan fitneleri körüklüyor, Senin dupduru ve tertemiz lütuflarının saffetini bulandırmaya çalışıyorlar. Sen basiretlerimizin üzerindeki şek ve şüphe bulutlarını kaldır, kalblerimizi kaplayan perdeleri aç, vicdanlarımızdaki bâtıl izlerini sök at ve içimize bütünüyle hak ve hakikat duygusunu perçinle.

Ey Rahmeti Sonsuz! Bizleri, necat ve felah limanına yanaşan geminin yolcularından eyle. Gönüllerimize, Sana dua dua yalvarmanın lezzetini duyur. Muhabbet ve sevgi havuzlarından doyasıya içmeyi lutfet.

Seni sevmenin ve Sana kurbiyetin halâvetiyle sinelerimizi doldur. Üzerimizden inayetini esirgeme; esirgeme ki, gayretlerimiz sırf rızan için, himmetimiz de yalnız Sana hizmet yolunda olsun. Niyetlerimizde ihlaslı ve samimi olmayı müyesser eyle!

Ya Rab! Biz Seninle varız ve Senin için varız. Sana ulaşabilmek için de yine Senden başka bir vesilemiz yoktur.

Ya Rabbenâ ve ya İlahenâ! Bizleri de, Yüce Kitab’ında zikrettiğin seçkin ve hayırlı kullarından eyle.

Bizi destekle ki, yolumuz hep salâha, salihâta, iyiliğe kilitlenmiş kullarının yolu olsun. Hep asil davranışların peşinde koşalım. Her zaman hayır istikametinde yarışalım. Ömrümüz fâniyât ü zâilât (gelip geçici şeyler) peşinde değil, derecelerimizin yükselmesine vesile olacak bâkiyât ü salihât (âhirette işe yarayacak salih ameller) arkasında geçsin.

Ey merhametlilerin en merhametlisi olan Rabbimiz! Sen her şeye kâdirsin; bizim dualarımıza icabette bulunmak da Sana asla zor gelmez. Ne olur ya Rab, niyazımızı kabul buyur ve bizi haybet, hüsran ve inkisâr-ı hayâle uğratma!

Allah’ım! Nebiy-yi Ekrem Efendimiz Hazreti Muhammed’e ve üstün bir makama yücelttiğin, kendisine faydalı ilimlerden pek çoğunu vahyettiğin İdris Nebîye salât ve selâm eyle. Senin salâtın Efendimiz’in ve o nebînin üzerine olsun. Amin..!

-------------------------------------------------------------------------------

GÜNÜN ZİKRİ: " EL- HAFİD "
TESBİH ADEDİ: 1.481
TESBİH NİYETİ: KÖTÜDEN, KÖTÜLERDEN VE BELALARDAN KORUNMAK...


 
İçeriğe dön | Ana menüye dön