ŞABAN 28 (14 MAYIS) - HAKİKİ KİŞİSEL GELİŞİM SİTESİ

İçeriğe git

Ana menü:

ŞABAN 28 (14 MAYIS)

ÖZEL KUR-3

MEAL”

ENFAL-73. “Küfür içinde bulunanlar da, (bilhassa sizin karşınızda) birbirlerinin velîleri, yardımcıları ve destekçileridir.

Eğer siz aynı şekilde birbirinize arka çıkmaz ve destek olmazsanız,

yeryüzünde ne getirip götüreceğini kestiremeyeceğiniz bir fitne, kargaşa ve çok büyük bir bozgunculuk patlak verir.

------------------------------------------------------------------------

HADİS”

Müminler birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet etmede ve birbirlerine şefkat göstermede tek bir vücut gibidir.

O vücudun bir organı acı çektiğinde,

bedenin diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşırlar.”

(Müslim, Birr ve Sıla, 66; Buhârî, Edeb, 27)

------------------------------------------------------------------------

TEFEKKÜR PENCERESİ”

*Kendimizi kontrol (otokontrol); sağlam seyredebilmenin, sağlam iş yapabilmenin en sağlam teminatı ve en güvenilir dayanağıdır.

*Her hamle ve her irtifa bu türlü bir kontrole dayanıyorsa, ümit verici; geçmişin muhasebesi yapılmadan gösterilen her sa’y ve gayret ise, bir hüsran ve inkisar başlangıcıdır.

*Ferdin kendi kametine, cemiyetin de kendi buudlarına göre alabildiğine girift ve komplike meseleleri vardır ve bunlar çok derin ve çok ciddî hesapları gerektirmektedir.

*Hesaplaşma çizgisinde bulunan bir ferdin fazla inhirafları olmayacağı gibi, hesap üzerine kurulmuş ve yine hesap üzerinde işleyen bir toplumun da, rahatsız edici yanı ve yönü bulunmayacaktır.

*Geçmiş, hâle nispeten, hâl de, geleceğe nispeten bir hesap kitabıdır. Hatta bu nokta-i nazardan, gündüz geceye; yaz kışa, dünya öbür âleme nispeten birer kitaptırlar.

*İnsan bu kitapların yüzünden nikabı kaldırıp, neşredecekleri aydınlıktan istifade ettiği nispette, doğru görür, doğru düşünür ve başı yüceliklere erer.

*Bu kitaplar ve bunların ihtiva ettikleri hesaplardan habersiz yaşayanlar ise; hüsran görür, hüsran düşünür ve hüsranda boğulurlar.

*Hususî mânâda muhasebe, geçmişteki eksiklikleri ve noksanlıkları sezerek, geleceği seyre koyulma ve arkada bıraktığı her yanlışlığı bir trafik işareti kabul ederek yolun doğrusunu görmeye çalışmadır.

*Yoksa kaderi tenkit ve Rahmeti Sonsuz’un rahmetini ittiham mânâsında, hâdiselerden şikâyet ve dert yanma faydasız bir ızdırap ve elemdir.

*Keşke, insanımıza, aydınlatıcı ve yol gösterici tenkitte bulunmayı öğretebilseydik.

*Ve keşke, geçmişten ve tarihî tekerrürlerden ders alabilseydik...!

------------------------------------------------------------------------

NURDAN YANSIYANLAR”

İnsan, iman nuru ile “a’lâ-yı illiyyîn”e, yani mertebelerin en yükseğine çıkar, cennete lâyık bir kıymet alır.

Ve küfür karanlığı ile “esfel-i sâfilîn”e, yani aşağıların en aşağısına düşer, cehenneme müstahak hale gelir.

Çünkü iman, insanı Sâni-i Zülcelâl’ine bağlıyor. İman bir bağdır. Öyleyse insan, iman sayesinde kendisinde görünen ilahî sanatlar ve Cenâb-ı Hakk’ın isimlerinin nakışlarına göre bir kıymet alır.

Küfür ise o bağı keser, insandaki Rabbanî sanat gizlenir, kıymeti de yalnız maddeden ibaret kalır.

Madde fâni, geçici olduğundan kıymeti hiç hükmündedir.

Bu sırrı bir temsille anlatacağız:
Mesela, insanların eserlerinde nasıl ki maddî kıymetle sanat kıymeti ayrı ayrıdır. Bazen ikisi eşittir, bazen madde daha kıymetlidir, bazen de beş kuruşluk demir gibi bir maddede beş liralık sanat bulunur.

Hatta bazen antika bir sanat eserine bir milyon kıymet biçildiği halde, maddesi beş kuruş etmez.

İşte öyle antika bir eser, antikacılar çarşısında, harikalar gösteren, kadim ve pek hünerli sanatkârına bağlanarak, onun adıyla ve sanatıyla sergilense, bir milyon fiyata satılır.

Fakat kaba demirciler çarşısına gidilse ancak beş kuruşluk bir demir fiyatına alıcı bulur.

İşte insan, Cenâb-ı Hakk’ın böyle antika bir sanatıdır.

En nazik ve nazenin kudret mucizesidir ki, Cenâb-ı Hak onu bütün isimlerinin cilvesine, nakışlarına mazhar ve kâinata küçük bir misal suretinde yaratmıştır.

İman nuru insanın içine girse, üstündeki bütün mânidar nakışlar o ışıkla okunur. Mümin, onları şuurla okur ve iman bağıyla okutur. Yani, “Sâni-i Zülcelâl’in sanatlı bir eseriyim, mahlûkuyum, O’nun rahmetine ve keremine mazharım” gibi mânâlarla, insandaki Rabbanî sanat ortaya çıkar.

Demek, Yaratıcısına bağlanmaktan ibaret olan iman, insandaki sanatın bütün eserlerini görünür kılar.

İnsanın kıymeti, o Rabbanî sanata göredir ve Samed Yaratıcısının aynası olması itibarı iledir.

O halde, şu önemsiz insan, bu yönüyle bütün yaratılmışların üstünde, Rabbine bir muhatap haline gelir ve O’nun cennete lâyık bir misafiri olur.

Eğer o bağın kesilmesinden ibaret olan küfür insanın içine girse, Cenâb-ı Hakk’ın isimlerinin bütün o mânidar nakışları karanlığa gömülür, okunmaz. Zira Sâni unutulsa O’na bakan manevî taraflar da anlaşılmaz, insan âdeta baş aşağı düşer.

O mânidar, yüce sanatların ve manevî, kıymetli nakışların çoğu gizlenir.

Geri kalan ve gözle görülen kısmı ise basit sebeplere, tabiata ve tesadüfe verilip kıymetten sonsuz derece düşer. Her biri parlak birer elmas iken sönük birer şişe olur. Kıymetleri yalnız hayvanî olan maddeden ibaret kalır.

Maddenin gayesi ve meyvesi ise, dediğimiz gibi, canlıların en acizi, en muhtacı ve en kederlisi olduğu halde, insanın kısacık bir ömürde yalnız basit bir hayat geçirmesidir. Sonra çürüyüp gider.

İşte küfür insanın mahiyetini böyle bozar, elmastan kömüre çevirir.

------------------------------------------------------------------------

DUA İKLİMİ”

Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla…

Ey Yüce Rabbim! Senden beni marifet basamaklarında yükseltmeni diliyorum.

Beni çeşit çeşit hakikat sırlarında dolaştır ve hıfz ü kilâetine mazhar kılarak sübuhât-ı celâline layık olmayan havâtırdan koru.

Rabbim! Her durumda beni Seninle kâim eyle. Lütfuna şahit kıl, uzaklık yakınlık her halimde.

Ey fazl ve cömertlik Sahibi! Basiretimi tevhid meydanına öyle aç ki, nazarımı bütün varlıktan kesip her şeyin Seninle kâim olduğunu müşahede edebileyim.

Mücerred ve mukaddes Zât-ı Ehadiyet-i Sırfe denizinden üzerime lütuflar yağdır; yağdır ki, idrakimi aciz bırakan ve önümdeki her türlü talep kapısını kapatan alâkalar kesilsin.

Gayb-ı Zâtının melekûtundan bana öyle imdat et ki, ben de bu imdat ile huruf-u ekvâna (yaratma ve yaratılana) şahit olabileyim.

Zât-ı Ehadiyetinle ilgili mülahazalarımda beni her türlü eksiklik ve yanlışlıktan muhafaza eyle, ey ilmi ve rahmeti ile her şeyi kuşatan Âlemlerin Rabbi!

Ey Rabbim! Bâtın ve zâhirimi ağyar kirlerinden temizle.

Mukaddes nurlarının feyziyle beni ahvâl ve etvâra takılmaktan, takılıp kalmaktan koru.

Bana ünsiyetinin parıltılarını müşahede ettir. Eşkâl ve eşbâhın incelik ve hakikatlerine beni muttali kıl.

Bütün âlemlerde tevhidini açıkça haykıran sesleri bana işittir.

Esmâ-i celâliye ve kahriyenin cevherleriyle benim mir’ât-ı ruhuma, tam bir tecelli ile mukâbele buyur. Ol ki, ne ins ne de cinden cebbâr bir basar, zalim bir göz üzerime değmesin. Değmeye kalkışan nefs-i
emmareye sahip gözleri de kahhariyetinin şuaları yakıp yok etsin, hor ve hakîr kılsın. Kılsın da o gözü, hüsran içinde benden uzaklaştırsın.

Ey bütün yüzler huzurunda boyun eğen, bütün boyunlar karşısında hudû ile iki büklüm olan, Âlemlerin Rabbi!

Yüceler Yücesi Rabbim! Beni Senin hazerât-ı kudsünden uzaklaştıran bütün hâil ve mânilerden uzak tut.

Envâr-ı sıfâtının beni bürümesine engel olan sıfatlarımı benden çekip al. Nur-u Zâtının parlak tecellilerinden bir tecelli ile tabiat ve beşeriyetimden kaynaklanan zulmeti izale buyur. Melekî bir kuvvet ile bana öyle medet et ki, onunla üzerime çöken yakışıksız ve çirkin huylardan kurtulayım. Düşünce ve fikir levhamdan şekilleri sil ve inayet elinle onların yerine “kâf” ile “nun” arasındaki yakınlığının sırrını ikâme eyle.

Salât ve selâm olsun Hazreti Muhammed (aleyhi ekmelüssalavât ve etemmütteslîmât) Efendimiz’e, tertemiz, pırıl pırıl ehline, kerem ve iyilik temsilcileri olan bütün ashâbına. Hamd ü sena, şükr ü minnet, medh ü tebcîl Mabud-u Mutlak Allah’ın Hakkı ve O’na mahsustur.

------------------------------------------------------------------------

GÜNÜN ZİKRİ: " EL - CÂMİ "
TESBİH ADEDİ: 114
TESBİH NİYETİ: KÜSLERİ BARIŞTIRMAK, HAYIRLARIN BİRLEŞİP TOPLANMASI…

 
İçeriğe dön | Ana menüye dön