RECEP 11 (29 MART) - HAKİKİ KİŞİSEL GELİŞİM SİTESİ

İçeriğe git

Ana menü:

RECEP 11 (29 MART)

ÖZEL KUR-2

MEAL”

MÂİDE-101. “Ey iman edenler!

cevaplandığında ve açıklandığında hoşunuza gitmeyecek meselelerden,

Din’i yaşamanızı zorlaştıracak konulardan sormayın.

Kur’ân fasıl fasıl indirilir ve size tebliğ edilip dururken sorup açıklama isterseniz,

açıklanması gereken gerektiği ölçüde zaten size açıklanmaktadır.

Sorduğunuz veya soracağınız pek çok şeyler vardır ki,

Allah onlardan sizi muaf tutmuştur.

Allah, bağışlaması pek bol olandır, (kullarının hataları karşısında) çok sabırlı, çok müsamahalıdır.”

-----------------------------------------------

HADİS”

Allah’tan kork ve hiçbir mârûfu (iyiliği) küçük görme.”

(Ebû Davud, Libas, 25; Münâvî, Feyzü’l-Kadir, 1/121)

-----------------------------------------------

TEFEKKÜR PENCERESİ”

*Hayat, sonlu ve ölümlü; ruh ise, ebediyet edalı ve ölümsüzdür.

*Ruh, ölümden müteessir olmadan, kabir çukurunu rahatlıkla atlayıp geçtiği gibi, berzah ve mahşer engebelerinde takılmadan, gidip Cehennem ve Cennet ebediyetlerine ulaşan bir ölümsüz varlıktır.

*Ruh, bazen insan suretinde, bazen latîf bir buhar şeklinde, bazen de başka bir cevher hâlinde misalî aynalara ya da rüyalara ve hülyalara akseder ve melekler gibi hayır, yümün bereketlere ya da şeytanlar gibi şerlerle, nakîselerle içli-dışlı bulunur.

*Hakikî hayat, ruhanî ve cismanî hayatın omuz omuza ve atbaşı olduğu hayattır. Böyle bir hayat, aynı zamanda, burada hakikî insan hayatını sümbül verecek bir tohum; ötede de salkım salkım boy atıp gelişecek cennetlikler hayatıdır.

*Şuur ve sâfiyet, kalbî hayatın neticesidir.

*Hayatını gayri ciddî yaşayanlarda kalbî hayat olamaz.. onların ağlamaları da ayrı bir yalandır.

*Dünyaya ilk geldiğimiz andan itibaren hakikî hayat, hayvanî hayatımızla sarılı olarak ve inkişaf ettirilmek üzere bize emanet edilmiştir.

*Kendi özündeki istidat ve dinamikleri değerlendirebilenlerin zamanla melekleşmesi mukadder olduğu gibi, bu kabiliyetleri köreltenlerin, hatta kötüye kullanıp tahrip unsuru hâline getirenlerin de, er-geç hayvanların altına düşmeleri, hatta şeytanlaşmaları kaçınılmazdır.

-----------------------------------------------

NURDAN YANSIYANLAR”

Eyvah, aldandık!

Şu dünya hayatını sabit zannettik, o yüzden bütün bütün ziyan ettik.

Evet, şu hayat yolculuğu bir uykudur, bir rüya gibi geçti.

Şu temelsiz ömür de bir rüzgâr gibi uçar, gider…

Kendine güvenen ve varlığını ebedî zanneden gururlu insan, yok olmaya mahkûmdur, süratle yokluğa gidiyor.

İnsanın evi olan dünya ise hiçlik karanlığına düşer.

Emeller fâni olur, elemler ruhta bâki kalır.

Madem hakikat budur, gel, ey hayata çok arzu duyan, yaşamaya çok istekli, dünyaya çok âşık, sonsuz emellere ve elemlere müptela talihsiz nefsim!

Uyan, aklını başına al!

Nasıl ki yıldızböceği, kendi ışıkçığına güvendiğinden, gecenin sonsuz karanlığında kalır.

Bal arısı kendine güvenmediği için güneşi bulur.

Dostları olan bütün çiçekleri, güneşin ışığıyla yaldızlanmış olarak görür.

Aynen öyle de, kendine, varlığına ve benliğine dayanırsan yıldızböceği gibi olursun.

Eğer fâni varlığını, onu sana veren Hâlık’ın yolunda feda edersen bal arısı gibi olur, sonsuz bir varlık nuru bulursun.

O halde feda et, çünkü şu varlık sende emanettir.

Hem varlığın O’nun mülküdür, O vermiştir.

Öyleyse kimseye minnet etmeden ve çekinmeden varlığını fâni kıl, feda et ki, bekâ bulsun. Çünkü “nefy-i nefy, ispattır”; yani bir şeyin yokluğu yok ise o şey vardır. Yok, yok ise var olur.

Hâlık-ı Kerîm, kendi mülkünü senden satın alıyor, karşılığında sana cennet gibi büyük bir fiyat veriyor.

Hem o mülkü senin için güzelce muhafaza ediyor. Kıymetini yükseltiyor.

Onu yine sana, hem bâki hem mükemmel bir surette geri verecektir.

Öyleyse ey nefsim, hiç durma! Birbiri içinde beş kârlı ticareti yap ki, beş zarardan kurtulup beş kazancı birden elde edesin.

-----------------------------------------------

DUA İKLİMİ”

Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla…

Ey dar zamanlarımda dayanağım, muzdarip hallerimde sığınağım olan Allahım!

Uyku gibi ârizî hallerden münezzeh görüp gözetmenle beni de gözet.

Yıkılıp yok olması söz konusu olmayan desteğinle beni de koruyup kolla.

Hakkımdaki tasarruf sadece Sana aittir; bana rahmetinle muamele eyle.

Allahım! Ümit kaynağım Sen iken, nasıl helake maruz kalırım ben?

Büyük Sen, kadri yüce yine Sensin. Benim korkup çekindiğim şeylerin hepsinin dizginleri Senin yed-i
kudretindedir.

Ancak Senin kudretine dayanarak düşmanlık besleyenleri defedebilirim. Onların şerrinden Sana sığınıyorum Allahım!

Ey merhameti merhametlerin en üstünü olan Allahım!

Rahmetine dehâlet ediyorum; beni bahtiyar olarak yaşat ve şehit olarak öldür!

Ey Yüceler Yücesi Allahım!

Senden emn ü iman, selâmet ü İslâm, rızk u gına ve arkada affedilmedik büyük-küçük hiçbir günah bırakmayan bir mağfiret dileniyorum.

Allahım! Senden hidayet, takva, iffet ve göz tokluğu, gönül zenginliği dileniyorum.

Ey nida edildiğinde en güzel şekilde icabet eden;
huzurunda yalvarıp yakarıldığında en layık surette cevap veren;
kullarının ibadetlerini asla zayi etmeyen ve onlara en güzel şekilde mukabelede bulunan;
yalnız kaldığında dergâhına sığınmak ve dünyanın fâni yüzünü terk edip Kendisine yakın olmak isteyen kullarına en güzel celîs ü enîs olan;
en güzel sıfatlarından biri kerem, en yüce esmâsından biri Kerîm olan Yüceler Yücesi!

Ey keremi sonsuz Kerîm! Ne olur, bu çaresiz kulunu sıyanetine al ve muhafaza et!

Allahım! Hayru’l-Beşer Efendimiz Hazreti Muhammed’e ve kendisini, “Doğrusu Biz onu pek sabırlı bulduk. Ne güzel kuldu o! Allah’a bütün kalbiyle teveccüh ederdi.” şeklindeki kavl-i kerîmin ile sena buyurduğun; “Ayağını yere vur! İşte sana yıkanacağın ve içeceğin soğuk bir su.” diyerek hitap ettiğin; huzurunda, “Ya Rabbî! Şeytan bana bir yorgunluk ve eziyet dokundurdu.” sözleriyle nida edince üzerindeki zarar ve sıkıntıyı bertaraf eylediğin; Vehhâb isminin tecellisi olmak üzere ona ve ehline katından bir rahmet verdiğin Hazreti Eyyub’a (aleyhisselâm) salât ü selâm eyle. Senin salât ve selâmın Efendimiz’in ve onun üzerine olsun.

-----------------------------------------------

GÜNÜN ZİKRİ:  " EL - HASİB "

TESBİH ADEDİ: 80

TESBİH NİYETİ: HERKESE KARŞI AÇIK ALINLI OLMAK…


 
İçeriğe dön | Ana menüye dön